İnsanoğlu hamur misali....
Su;
insanın temelini,
Un;
yaşadığı tecrübeleri,
Maya;
ailesinden aldığı terbiyeyi,
Tuz-şeker
ise çılgınlıklarını temsil ediyor.
Hayat
ne kadar acı tecrübeler yaşatıyorsa insana temeline un katıldıkça katılıyor,
bir bakıyorsunuz ki TAŞ gibi olmuş ne yaşadığı dünyaya sığabiliyor ne de
şekillenebiliyor.. Ama boş yaşadıysa da insan hiç bir tecrübe kazanamadan
azıcık unla vıcık vıcık devam ediyor ta ki ölene yani hamur çürüyene kadar...
Maya
önemli, insan ailesinden terbiye görmeyince incecik kalıyor kırıcı oluyor,
yaşamıyla sohbetiyle lezzet veremiyor hayata,,
Ya
da aşırı şımartıldıysa aşırı ilgiye boğulduysa da maya şişiyor, şişiyor kendini
bir şey zanneden insanlar doluşuyor
etrafta...
Tuz-Şeker
se hayatın eğlencesi, arkadaşlarımız sosyal hayatımız.. İşte biz insanoğlunu
renklendirende bu kısım...
Sözün
özü, yani demem o ki, herşeyin ayarı var, her şey belli bir kıvamda... Ne eksik
ne aşırıya kaçma...
Önemli
olan özünde en iyi olan, çevresini her şeyiyle aydınlatan, doyuran..
Önemli
olan EN KALİTELİ EKMEK olabilmek aslında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder